Yayın tarihi:14.02.2021
Güncelleme: 20.06.2022
Devlet yönetimi çok ciddi bir
sanattır. Buna devlet yönetim sanatı derler (İngilizcesi statecraft). Yalnız
akçeli işler demek değildir.
Zamanımızda hiçbir ülke tek
bir etnik yapı, tek bir din, dahası tek bir mezhep, tek düze kuruluşlar içermiyor.
Çok farklı çıkarları olan birey ve kümelerden oluşuyor.
Devleti yönetenlerin bu kadar
farklı çıkar kümelerini ortak bir paydada buluşturması gerekir. Zaten politika sözcüğünün
de anlamı çok farklı düşüncelerin uzlaştırılması anlamındadır. Siyaset sözcüğü
yerine politika sözcüğünü özellikle kullanıyorum. Her ne kadar ülkemizde
her iki sözcük eş anlamda kullanılıyorsa da aralarında bir ayırım vardır. Bunu “Siyaset”
mi, “Politika” mı başlıklı yazımda açıklıyorum.
Bu nedenle bir politikacı
önce tarihi bilecek, ama vakavinüslerin yazdığını değil. Bir tarih bilinci
olmalı ki, okuduğu tarihi anlayabilsin.
Sosyoloji bilmeli ki, yönetmeye
kalktığı toplumu anlayabilsin.
Antropoloji bilmeli ki, toplumun
hangi aşamalardan geçerek bugüne geldiğini anlasın.
Coğrafya bilmeli ki, ülkesinin
doğal koşullarının, kaynaklarının değerini anlasın.
Felsefe bilmeli ki, sorgulamadan
korkmasın.
Din sosyolojisi bilmeli ki,
farklı dinlerin, mezheplerin duyarlılığını anlayabilsin.
Uluslararası ilişkileri bilmeli
ki, dünyada yalnız olmadığını anlasın.
Diplomasi bilmeli ki, uluslararası
ilişkilerde zor durumda kalmasın.
Eğer bunları bilmez, eksik
bilir, yanlış bilir ise hem kendisine hem de topluma zararı çok büyük olur.
Devlet ciddi bir kurumdur,
bir şahıs şirketi değil. Büyük şirket özellikle demiyorum, çünkü öyle şirketlerin
bir misyonu, bir vizyonu, stratejik amaçları, stratejik hedefleri vardır. Misyonunu
başarmayı, vizyonuna ulaşmayı, stratejik amaçlarını gerçekleştirmeyi, stratejik
hedeflerini ele geçirmeyi kapsayan Stratejik Planı vardır.