Bir makale, bir rapor, , bir kitap yazmak her
şeyden önce bir plan ve kapsamlı bir araştırma gerektirir (Bkz. Şekil 1).
Yazar, öncelikle okuyucularını ve onların
gereksinimlerini kavramalı, yazacaklarını ana hatlarıyla belirtmelidir; bu,
görevin Planı’dır. Ardından konu ile ilgili uygun bilgileri toplamalı;
bu Araştırma’dır.
Araştırma objektif olarak yapılmalıdır. Objektiflik, yansız bir yaklaşım
gerektirir. Bu da farklı bakış açılarının aranmasını gerektirir. Farklı bakış
açıları incelenmekle büyük resmi görebiliriz.
Ardından, Yazma aşaması başlar.
Yazının ilk taslağı tamamlandığında, objektif olmak için yeterince sakin olana
kadar beklenmelidir. Bir yazma görevini tek oturumda baştan sona
tamamlayamazsınız. Bunu yaparsanız, odaklanmanız herhangi bir aşamada
kaybolabilir. Böyle durumlarda çalışmayı bırakmalı ve karşılaştığınız engelleri
beyne bırakmalısınız. Beynin kendisi konu üzerinde çalışır; bir an gelir, odaklanmanızı
engelleyen şeyi ortaya çıkarırsınız.
Son aşama olan Gözden Geçirme, yazmanın
gerçek işidir. Şu sözü hiçbir zaman unutmamak gerekir;
İyi bir
yazar, okuyucusununki yerine kendi çöp sepetini doldurur.
Şekil 1: Planlama-Araştırma-Yazma-Revize Etme
İster bir makale, ister bir rapor ya da bir kitap
olsun, iyi yazmanın tanımı budur. İyi yazı, iyi
araştırmaya ve iyi kaynaklara bağlıdır.
Bu aşamaların her birine ne kadar zaman
ayırmalıyız)
Benim kişisel yaklaşımım, mevcut zamanı
“Planlama-Araştırma” ve “Yazma-Gözden Geçirme” arasında 80-20 olarak
dağıtmaktır (Bkz. Şekil 2).
Şekil 2: 2:80-20 Kuralı
Bir "yazma" işinin nasıl
yapılacağını belirttikten sonra, şimdi de bir "araştırma"nın nasıl
yapılacağından söz etmek istiyorum.
İnternet çağında araştırma yapmak bir yandan
çok kolayken diğer yandan zordur.
İnternet, bir konuyu araştırmayı her
zamankinden daha kolay duruma getirdi. Bir yerde kütüphaneyi size getirdi.
Böylece bir kütüphaneye gitmek yerine, internet erişimi olan kişiler bir arama
motorunu açıp, yazıp tıklayabilirler. Ancak web, yanlış bilgilere erişimi de
kolaylaştırdı. Bununla birlikte, bazı basit kuralları izleyerek, yanlış ya da önyargılı
bir web kaynağı tarafından kandırılmaktan ya da yanlış bilgilendirilmekten
kaçınabilirsiniz. Bu nedenle, çapraz kontrol yapmak yardımcı olur.
Etkili bir internet aramasının ilk adımı, araştırma
yaptığınız konunun anahtar terimlerine
aşina olmaktır. Bu anahtar teriminiz, bulmak istediğiniz alanı kapsarken
olabildiğince kısa olmalıdır. Konunuzu tanımlayan anahtar sözcükler, deyişler
ve terimler oluşturmaya
çalışmalısınız.
Etkili internet araştırması için iyi bir
başlangıç noktası, etkili bir arama motoru bulmaktır. Google, Yahoo ve diğer
popüler arama motorları gibi standart bir arama motoru birçok işlevi yerine
getirir. EBSCO ve JSTOR gibi birinci sınıf akademik veritabanları bilimsel
araştırmalar için yaralıdır.
İnternet "yazarlarının" çoğu, pek
çok şey üzerine yazmak ve yayınlamak için pek yeterli değildir; dahası bunların
kimileri sizi bilerek yanlış yönlendirmeye çalışıyor olabilir. Yapabiliyorsanız
yazarı araştırın. Bir şeyin doğruluğunu tatmin edecek biçimde
doğrulayamıyorsanız, kaynağı kullanmayın. Her şeyden önce şunu unutmayın:
sosyal medya yanlış bilgilendirmeye açık bir ortamıdır ve dikkatle
yaklaşılmalıdır.
Wikipedia, yazdığınız herhangi bir şey
hakkında kendi başına bir otorite olarak gösterilmemelidir. Ancak araştırma
için yararlı olabilir.
İki tür kaynak vardır: birincil, ikincil. Birincil kaynaklar “şeyin kendisidir”
(kitaplar, filmler, tarihi belgeler, öncelikli olarak odaklandığınız her şey), ikincil kaynaklar ise (söz konusu
filmler, kitaplar ya da tarihi belgeler hakkında akademisyenlerin makaleleri
gibi) ile ilgilidir. Bunların ikisine de gereksinim vardır.
Ancak unutulmamalıdır: İnternetin kolaylığına
kaçıp kütüphanelerden uzaklaşmak uygun değil. Her ne kadar yekin olduğu sanılan
kaynaklar yanlış bilgiler içerebiliyorsa da sağlam kaynaklara kütüphanelerde
erişebiliriz.
Bu konuda tarih kitabı yazımı üzerine bir
örnek vermek istiyorum. 1930’lu yıllar öncesinde en eski uygarlığın Mısır
Uygarlığı olduğu ileri sürülürdü. Bunun nedeni Mısır hiyeroglif yazısı,
Napoleon’un Mısır Seferi (1798-1801) sırasında elde edilen bilgiler üzerine
kısa bir süre sonra çözülmüş olmasıdır. Bu çözümde üç dille (Kıpti dili=Mısır
halkının kullandığı dil, hiyeroglif ve Grekçe) yazılmış Rosetta Taşı anahtar
görevi görmüştü. Ancak 19. yüzyılın ikinci yarısında Sümer dili çözülüp, 1922
yılında eski Sümer kenti Ur ortaya çıkarılınca en eski uygarlığın Sümer
uygarlığı olduğu ortaya çıktı. Çünkü Sümerliler yazıyı MÖ 3200’lerde bulmuş,
Mısır hiyeroglif yazısı da bundan türemiş ancak farklı bir yolda gelişmişti.
Dolayısıyla uygarlıktaki kıdem, şu anki bilgilerimize göre, Sümer Uygarlığıdır.
Ne yazık ki, çalışmalarım sırasında
rastladığım kimi tarih kitapları, üstelik yüksek akademik unvanlı kişilerin
yazdığı, 1930 öncesi yazılmış kaynaklara dayandığı için hala Mısır Uygarlığını
en eski uygarlık olarak ileri sürmektedir.
Çalışmalarım sırasında, Türkçeye çevrilmiş
ünlü bir Rus yazarın Oğuzlar üzerine yazılmış kitabında "MITT"
kısaltmasıyla karşılaşmıştım. Bunun açılımı kitap metni içinde geçmiyordu. Açılımı
bulmak için bütün bir günümü harcadım. Sonunda buldum Rusça bir cümle: Materialı po istorii turkmen i Turkmenii,
yani Türkmen ve Türkmenlerin tarihi
hakkında Materyal anlamına geliyordu. Bir kısaltma kullanıyorsanız, onun
açılımını ilk kullanımda mutlaka yazmalısınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder