17 Mayıs 2014 Cumartesi

Stratejinin Yazılı Kaynakları: Erken Öncüler - 2 Hititler ve Diğer Anadolu Kavimleri

Kitap Künyesi Türkçe, 404 s - 2. hamur - ciltsiz, 14,8x21 cm, Ankara, 2014, ISBN: 978-975-267-952-8

Kitabın Önsözü

Bu kitabı yazma amacım; stratejinin yazılı kaynaklarının olabildiğince kapsamlı bir dökümünü çıkarmaktır. Alanında ilk olan bu çalışmanın içeriği bakımından elbette tam olmadığı ve çok eksiklerinin olduğu bilincindeyim. Bununla birlikte bu konuda ilgi duyabileceklere yeni çalışma alanı sunacağını da ümit etmekteyim.

Bu kitabın hedef kitlesi; kavramların oluşmasında, bu arada strateji kavramının gelişmesinde Batı Dünyasının yanlı tutumunu içine sindiremeyenler ile hakikati araştırmak isteyenlerdir.

Anadolu’ya gelmeden önce yazıyı tanımayan ve çoban olan Hitit kavmi, Anadolu yerlilerinden ve Mezopotamya kültüründen aldıklarına kendi örgütlenme becerilerini de
katarak, MÖ 1650 yılında ilk krallığını kurmuştur. Hititler önce Anadolu kent devletlerini ele geçirmiş, sonra Kuzey Suriye’yi egemenliği altına almış, MÖ 14. yüzyılda da dönemin süper gücü haline gelmiştir. Ancak, iç karışıklıklar, başkaldırılar ve Ege Göçleri sonucunda da MÖ 1200’lerde siyasi yaşamdan çekilmiş ve 19. yüzyıla kadar da unutulmuşlardır. Başka bazı belgelerden, önce varlığı anlaşılan, sonra da 1917 yılında Hititçenin çözülmesiyle, kendi yazdıkları kaynaklarından da öğrenilen Hititler, başta uluslararası antlaşmalar ve tarih yazımı olmak üzere birçok strateji belgesine çok önemli katkılarda bulunmuşlardı.

Uygarlığımızın oluşması ve gelişmesine, az ya da çok, katkıda bulunmuş adı bilinen ya da bilinmeyen bütün insanlara yaptıkları katkıdan dolayı şükranlarımı sunuyorum.

Osman KARADAĞ
Bodrum, Muğla
Haziran 2013

Not: Kitaptan temin etmek isteyenler bana bildirdiği (okaradag52@gmail.com) takdirde yardımcı olabilirim.

Stratejinin Yazılı Kaynakları: Erken Öncüler - 1 Sümerler ve Sonrası

Kitap Künyesi: Türkçe, 344 s - 2. hamur - ciltsiz, 14,8x21 cm, Ankara, 2014, ISBN: 978-975-267-951-1

Kitabın Önsözü

Bu kitabı yazma amacım; stratejinin yazılı kaynaklarının olabildiğince kapsamlı bir dökümünü çıkarmaktır. Alanında ilk olan bu çalışmanın içeriği bakımından elbette çok eksikleri olduğunun bilincindeyim. Bununla birlikte konuya ilgi duyabileceklere yeni çalışma alanı sunacağını ümit etmekteyim.

Bu kitabın hedef kitlesi; kavramların oluşmasında, bu arada strateji kavramının gelişmesinde Batı Dünyasının yanlı tutumunu içine sindiremeyen ve de hakikati araştırmak isteyenlerdir.

İyi olan her şeyin kendi icatları ya da keşifleri olduğunu, bunun geçmişte de kendi atalarınca başlatılmış olduğunu ileri sürerek, bencil ve ırkçı bir yaklaşımla gerçekte olmayan bir geçmiş yaratmaya çalışanların, sözde bilim insanı sahtekârlıklarının ortaya çıkması çok uzun sürmüştür. Sümerlerin siyasal yaşamlarını ortadan kaldıran Samilerin devamı olan Babillilerin başlattıkları bu geçmişi karartma, Eski Yunanla sürmüş, Rönesans sonrası Avrupa’sında doruk noktasına ulaşmıştır. Karartmanın geçen birkaç yüzyıl içindeki öncülüğünü de ne yazık ki Alman bilim insanları yapmıştır. Bütün bu sahtekârlıklar, 1850’li yıllarda Sümer uygarlığının ortaya çıkarılması ile kökten yıkılmıştır. Yazıyı icat eden bir uygarlık, sadece yazı değil, uygarlığa sayısız katkılarıyla,
bütün bu unutturma çabalarına rağmen binlerce yıl sonra, toprağın altından insanın yeniden yaratılışı gibi muhteşem bir şekilde doğmuş ve birçok “ilklerin” yaratıcısı ve başlatıcısı olduğu şerefini kazanmıştır.

Geçen 150 yıl içinde aralarında Fransız, Alman, İngiliz, Rus ve Amerikan olmak üzere Avrupalı ve dünyanın diğer başka bölgelerinden, bu arada elbette kendi ülkemizden de, bazı bilim insanlarının çabası ile daha önce yapılmış olan yanlışlıkların düzeltilmesine başlanmıştır. Bu da bize zamanımızda ulaşılmış olan uygarlık düzeyinin, hangi ulus ya da kavim olursa olsun, insanoğlunun ortaklaşa çabasının toplamsal bir bütünü olduğu nu göstermektedir. Bu şerefin sadece şu ya da bu ulus ya da kavme ait olmadığını, hiçbir ayırım yapmadan sadece insanoğluna ait olduğunu kabul etmek gerekir.

Uygarlığımızın oluşması ve gelişmesine, az ya da çok, katkıda bulunmuş adı bilinen ya da bilinmeyen bütün insanlara yaptıkları katkıdan dolayı şükranlarımı sunuyorum.

Osman KARADAĞ
Bodrum, Muğla
Haziran 2013

Not: Kitaptan temin etmek isteyenler bana bildirdiği (okaradag52@gmail.com) takdirde yardımcı olabilirim.

15 Mayıs 2014 Perşembe

İki Yeni Kitap

İki Yeni Kitap

15 Mayıs 2014, Bodrum

Osman KARADAĞ[1]

Üç yılı aşkın bir süre üzerinde çalışmakta olduğum “Stratejinin Yazılı Kaynakları” alanındaki ilk iki kitap: (1) “Erken Öncüler - 1 Sümerler ve  Sonrası”; (2) “Erken Öncüler - 2 Hititler ve  Diğer Anadolu Kavimleri” adları ile Berikan Yayınevi tarafından basımı yapılmıştır. Kitapların kısa bir tanıtımı aşağıdadır:

Erken Öncüler - 1 Sümerler ve  Sonrası


Strateji üzerine yazılmış herhangi bir çalışmayı okursanız, genelde bilinen ilk yazılı yapıtın Çinli yazar Sun Tzu tarafından MÖ 5. yüzyılda yazılmış olan Savaş Sanatı olduğunu görürsünüz. Oysa yazı MÖ 3200 yıllarında Sümerler tarafından bulunmuştur. Strateji üzerine, adı böyle olmasa da, yazılmış ilk metinleri Sümerlerin yaşadığı bölgelerde aramak daha doğru bir yaklaşım olacaktır.

MÖ 3. binyılın ortalarında iki Sümer kent olan Lagaş ve Umma arasında, tarım arazileri üzerindeki egemenlik yüzünden yaşanan sınır anlaşmazlığı uzun süreli savaşlara neden olmuştur. Aynı zamanda Sümer ülkesi hükümdarı olarak da bilinen Kiş hükümdarı Mesilim bu anlaşmazlıkta arabulucu görevi üstlenmiştir. Tarihte Mesilim Antlaşması olarak bilinen bu ilk uluslararası nitelikteki antlaşma aynı zamanda bir hakem heyetince sağlanan ilk antlaşma niteliğini de taşımaktadır. Bu nedenle, bir dikilitaş üzerine yazılı bu antlaşma, stratejinin ilk yazılı kaynaklarından en önemlisini oluşturur.

İyi olan her şeyin kendi icatları ya da keşifleri olduğunu, bunun geçmişte de kendi atalarınca başlatılmış olduğunu ileri sürerek, bencil ve ırkçı bir yaklaşımla gerçekte olmayan bir geçmiş yaratmaya çalışanların, sözde bilim insanı sahtekârlıklarının ortaya çıkması çok uzun sürmüştür. Sümerlerin siyasal yaşamlarını ortadan kaldıran Samilerin devamı olan Babillilerin başlattıkları bu geçmişi karartma, Eski Yunanla sürmüş, Rönesans sonrası Avrupa’sında doruk noktasına ulaşmıştır.

Stratejinin yazılı kaynaklarının olabildiğince kapsamlı bir dökümünü çıkarma amacında olan bu kitabın hedef kitlesi; kavramların oluşmasında, bu arada strateji kavramının gelişmesinde Batı Dünyasının yanlı tutumunu içine sindiremeyen ve de hakikati araştırmak isteyenlerdir.

Erken Öncüler - 2 Hititler ve  Diğer Anadolu Kavimleri


Orta Anadolu’da MÖ 1650 yılında Hitit krallığı kurulduğunda uygarlığın yaratıcısı Sümerlerin siyasal olarak tarih sahnesinden çekilişinden beri 350 yıl geçmişti. Sümer kültürünün mirasçıları Sami kökenli Babil ve Asur, daha sonra da Asya kökenli Kaşlar idi. Mezopotamya ve Anadolu’ya yayılmış olan Hurriler de bu mirası taşıyan halklar arasında bulunuyordu. Hititler gerek devlet kurma aşamasında gerekse devlet kurduktan sonra önce Anadolu yerli beyliklerinin (Hattiler ve Hurriler), daha sonra Asur Ticaret Kolonileri aracılığı ile Asur’un ve Babil’e yaptıkları saldırıdan sonra Babil’in ve devletin bütün yaşamı boyunca da Hurrilerin kültürel etkileri altında kalmışlardı.

Anadolu’ya gelmeden önce okur - yazar omayan çoban bir kavim olan Hititler, uygarlık yolunda her şeyi bu halklardan öğrenmiş, kendi örgütlenme becerilerini de katarak Anadolu’da kurdukları devleti Eskiçağın bir süper gücü haline getirmişlerdi. Hititler stratejik belgeler arasında yer alan antlaşmaları ve mektuplaşmaları başta Hurriler olmak üzere Asur ve Babillilerden öğrenmişti. Özellikle antlaşmalar için geliştirmiş oldukları biçim daha sonra Geç Hititler döneminde Tevrat’a girmiştir. Batı dünyası bu tür belgeleri Fenikeliler, Geç Hititler, Batı Anadolu halkları üzerinden alıp özümsemişlerdir.




[1] Endüstri Y. Mühendisi Osman Karadağ (okaradag52@gmail.cm), ( okaradag.blogspot.com), 30 yılı aşkın süreyle Kamu ve Özel sektörde yöneticilik görevlerinde bulunduktan sonra birikimlerini toplumumuzla paylaşmaktadır. Stratejik planlama, yapılabilirlik çalışması ve proje yönetimi alanlarında araştırma yapan Karadağ, Türkiye’nin ilk profesyonel proje yöneticilerinden biridir.