17 Mayıs 2014 Cumartesi

Stratejinin Yazılı Kaynakları: Erken Öncüler - 1 Sümerler ve Sonrası

Kitap Künyesi: Türkçe, 344 s - 2. hamur - ciltsiz, 14,8x21 cm, Ankara, 2014, ISBN: 978-975-267-951-1

Kitabın Önsözü

Bu kitabı yazma amacım; stratejinin yazılı kaynaklarının olabildiğince kapsamlı bir dökümünü çıkarmaktır. Alanında ilk olan bu çalışmanın içeriği bakımından elbette çok eksikleri olduğunun bilincindeyim. Bununla birlikte konuya ilgi duyabileceklere yeni çalışma alanı sunacağını ümit etmekteyim.

Bu kitabın hedef kitlesi; kavramların oluşmasında, bu arada strateji kavramının gelişmesinde Batı Dünyasının yanlı tutumunu içine sindiremeyen ve de hakikati araştırmak isteyenlerdir.

İyi olan her şeyin kendi icatları ya da keşifleri olduğunu, bunun geçmişte de kendi atalarınca başlatılmış olduğunu ileri sürerek, bencil ve ırkçı bir yaklaşımla gerçekte olmayan bir geçmiş yaratmaya çalışanların, sözde bilim insanı sahtekârlıklarının ortaya çıkması çok uzun sürmüştür. Sümerlerin siyasal yaşamlarını ortadan kaldıran Samilerin devamı olan Babillilerin başlattıkları bu geçmişi karartma, Eski Yunanla sürmüş, Rönesans sonrası Avrupa’sında doruk noktasına ulaşmıştır. Karartmanın geçen birkaç yüzyıl içindeki öncülüğünü de ne yazık ki Alman bilim insanları yapmıştır. Bütün bu sahtekârlıklar, 1850’li yıllarda Sümer uygarlığının ortaya çıkarılması ile kökten yıkılmıştır. Yazıyı icat eden bir uygarlık, sadece yazı değil, uygarlığa sayısız katkılarıyla,
bütün bu unutturma çabalarına rağmen binlerce yıl sonra, toprağın altından insanın yeniden yaratılışı gibi muhteşem bir şekilde doğmuş ve birçok “ilklerin” yaratıcısı ve başlatıcısı olduğu şerefini kazanmıştır.

Geçen 150 yıl içinde aralarında Fransız, Alman, İngiliz, Rus ve Amerikan olmak üzere Avrupalı ve dünyanın diğer başka bölgelerinden, bu arada elbette kendi ülkemizden de, bazı bilim insanlarının çabası ile daha önce yapılmış olan yanlışlıkların düzeltilmesine başlanmıştır. Bu da bize zamanımızda ulaşılmış olan uygarlık düzeyinin, hangi ulus ya da kavim olursa olsun, insanoğlunun ortaklaşa çabasının toplamsal bir bütünü olduğu nu göstermektedir. Bu şerefin sadece şu ya da bu ulus ya da kavme ait olmadığını, hiçbir ayırım yapmadan sadece insanoğluna ait olduğunu kabul etmek gerekir.

Uygarlığımızın oluşması ve gelişmesine, az ya da çok, katkıda bulunmuş adı bilinen ya da bilinmeyen bütün insanlara yaptıkları katkıdan dolayı şükranlarımı sunuyorum.

Osman KARADAĞ
Bodrum, Muğla
Haziran 2013

Not: Kitaptan temin etmek isteyenler bana bildirdiği (okaradag52@gmail.com) takdirde yardımcı olabilirim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder