2 Ağustos 2012 Perşembe


İnsanlığın Muhteşem Projesi “Uygarlığın” Yapı Ustaları

02 Ağustos 2012, Bodrum 

Osman KARADAĞ[1] 

Giriş[2] 


Bu projede bütün insanların şöyle ya da böyle katkıları var. Kimileri doğrudan katkıda bulundu, kimileri de katkı yapacakların dünyaya gelmesine aracı oldu. Ama bazıları o görkemli yapının temel taşları olurken, bazıları köşe taşları ve diğer bazıları da duvarlarının örülmesinde yer aldı. Sanatçılardan oluşan büyük bir çoğunluğu da aksesuarını yarattı. Ben burada sadece felsefe ve pozitif bilimlerde günümüze kadar katkı yapan büyük insanları (temel ve köşe taşları) çok kısa özetleyeceğim.

Birçok olumsuzluklara rağmen dünyamız daha ileriye doğru hızla evrimleşmektedir. Buna katkıda bulunanların önünde saygıyla eğiliyorum. 

Bu topraklardan geçmişte büyük insanlar yetiştiğine göre sorun toprağın ikliminde değil. Bana göre sorun bu toprakları yönetim anlayışında yatmaktadır. 

Buraya, din, dil, ırk, vb. ayrım yapmadan, sadece insanlığa hizmet etmiş bilim insanları alınmıştır. İnsanlığı ayrıştıracak konulardakilere yer verilmemiştir. 

Onların adları roman yazarları, şairler, gazete köşe yazarları, yıldız futbolcular, TV sunucuları, dizi yıldızları, vb. gibi geniş kitlelerce bilinmez. Ama onların uygarlığa yaptıkları katkı olmazsa bu saydıklarım da geniş kitlerce pek bilinemezdi. Öyle ya ünlü bir TV yıldızını çok kişi bilir, ama elektromanyetik dalgaların iletişimde kullanılmasına öncülük eden Rus bilim insanı Aleksandr Stepanoviç ile dünyada ilk defa televizyon sisteminin ve daha sonra da renkli televizyon sistemin kurulmasını sağlayan İskoç mühendis ve mucit John Logie Baird’ü kaç kişi tanır. İşte öyledir, bilim insanının yazgısı.  

Onlar popüler şarkıcılar gibi bir gecede şöhret olmaz. Belki de değerleri öldükten sonra anlaşılır. Hatta bazılarının değeri yüzyıllar sonra anlaşılır. 

Onlar sebatla çalışırlar. Bir antropologdur kültürel gelimeler hakkında bizi bilgilendirir. Bir arkeologdur geçmiş uygarlıkları bize tanıtır. Bir düşünürdür, olaylara çok farklı pencereden bakmamıza, yaşama bir başka anlam vermemize katkı sağlarlar. Bir tarihçidir geçmişi öğrenmemize yardımcı olurlar. O “Mendel” gibi aynı zamanda bir din adamıdır da. 

Çeşitli kaynakları inceleyerek belirleyebildiğim kadarı ile insanlığın muhteşem projesi olan uygarlık yapısına katkıda bulunanların sayısı yaklaşık 4.500 (242’si kadındır) kadardır. Belirleyebildiğim ilk isimler M.Ö. 2700 yıllarında Mısır’da başlamaktadır. Onları sırası ile Sümerler, Hintler, Çinler, İyonyalılar (Ege Bölgesi), Atinalılar, Güney İtalyanlar izlemektedir. Daha sonra sahneye Müslüman bilim insanları çıkmakta, onları da Avrupalılar izlemektedir. Oluşturduğum tabloda yer alan son isim ise matematik alanında katkıları olan 1982 doğumlu ABD vatandaşı bir kadındır. Bunlar arasında Nobel Ödülü ve ülkemizde TÜBİTAK Ödülü alanlar da vardır. 

Çalışma sonuçlarını önümüzdeki günlerde ilgi duyanlarla paylaşacağım. Şimdilik burada belirlediğim bazı temel hususları paylaşmak istiyorum: 

1.       Batı günümüz uygarlığına yaptığı katkıyı çok abartmıştır. Batılı yazarlar Mısır, Sümer, Hint ve Çin uygarlıklarının katkılarından zoraki bahsetmektedirler. Jack Goody’nin Tarih Hırsızlığı adlı yapıtında kanıtları ile ortaya konulduğu üzere Batı uygarlığını daha eskiye götürmek için Eski Yunan ile duygusal evlilik yapmıştır[3].

2.       Bilimlerin anası olan matematik ve astronomi Mısır ve Sümerlerde başlamış, bugünkü Ege Bölgesinde yaşayan İyonya toplumu tarafından M.Ö. 600 – 500 yılları arasında geliştirilmiştir. Bu başarıda, Fenikelilerin geliştirdiği alfabeye sesli harfleri ekleyerek eski Yunan alfabesinin oluşturulması çok önemli katkılar sağlamıştır. İyonya’da ortaya çıkan ilk bilim insanları yapıtlarını bu alfabeyle yazdıklarından hepsi de “Grek” bilim insanları olarak anılmıştır[4].

3.       İyonya’da gelişen ilk bilimsel çalışmalar daha sonra M.Ö. 400 yıllarından sonra bizim “Yunanistan”, Yunanın ise  “Helas” dediği bölgeye geçmiştir. Felsefeyi Atina’ya götüren Milet doğumlu Anaksogaras’tır. Yine Sisam Adası doğumlu ve Milet’li Tales’in öğrencisi olan Pisagor ile bu çalışmalar Günay İtalya’ya yayılmıştır.

4.       Büyük İskender’in Asya’yı fethi sonrasında Eski Yunan uygarlığının Doğu ile etkileşiminin ürünü olan Helenizm dönemi (M.Ö. 330 – M.Ö. 100) başlamış, bilimsel merkez bu sefer de Atina’dan İskenderiye’ye geçmiştir.

5.       Daha sonra Roma döneminde yavaşlayan gelişmeler M.S. 579 yılında Hıristiyanlığın baskısı ile Batı karanlık bir döneme girmiştir.

6.       Ortadoğu’da İslamiyet’in gelişmesi sonrasında yedinci ve sekizinci yüzyıllarda Müslüman bilim insanlarının doğuda Bağdat, Şam, Horasan, batıda ise Endülüs merkezlerindeki çalışmaları önce eski Yunanca ve Hintçe eserlerin tercümesi ile başlamış, daha sonra ise başta astronomi ve matematik olmak üzere pozitif bilimlere çok önemli katkılar sağlamıştır. Batının karanlık döneminde Müslüman bilim insanlarının yaptıkları bu çalışmalar 12 yüzyıldan itibaren önce Latince, daha sonra diğer batılı dillere çevrilmek suretiyle eski Mısır, Sümer, Hint, Çin, İyonya, Atina ve İskenderiye’de yapılmış çalışmalar Batılılarca öğrenilmiştir.

7.       Batıdaki Rönesans bu aktarmalar sonrası başlayabilmiştir. Şimdi Batılı yazarların “Batı Uygarlığını” Rönesans ile başlatması, dünyaya “Avrupa Gözlüğü” ile bakmaktan başka bir şey değildir.

8.       Günümüz uygarlığına Batı’nın en büyük katkısı “Reform” hareketi ile bilimsel özgür düşünmenin yolunu açmasında yatmaktadır. Bu reform sonrasında matbaanın icadı ve etkin kullanımı ile bilimsel çalışmaların yaygınlaşması, Batı toplumuna Doğu toplumlarının önüne geçme olanağı tanımıştır. Batı’nın birinci ve ikinci sanayi devrimleri köklerini bu başarılardan alır. Halen içinde bulunduğumuz üçüncü sanayi devrimi[5] ise sadece Batı’nın değil, Doğu’nun da katkısı ile gerçekleşmektedir.

9.       Artık bazılarına[6] göre Batının bu üstünlüğü sona ermektedir. 200 yıl öncesine kadar Çin dünyanın en büyük ekonomisi, Hindistan ise ikincisiydi. Çok uzak olmayan bir gelecekte dünyamızın aynı duruma gelmesi kaçınılmaz. Çünkü şu an Çin daha çok imalatta Hindistan ise daha çok bilimsel çalışmalarda yoğun olarak çalışmaktadır. Birbirlerini tamamlayan bu iki ekonomi kaçınılmaz olarak “Doğunun Üstünlüğü”nü tekrar geri getirecektir.

10.   Dünyada bu gelişmeler olurken biz bu tablonun neresindeyiz? Bu konuya bir sonraki yazımda değineceğim. Ancak şimdilik şunu söyleyebilirim: Ülkemizin sınırları içinde tarih öncesinden başlayarak bilim ve felsefede çok büyük insanlar yetişmiş. Batılıların Klasik Çağ dediği dönemde toplam 26 matematik merkezinin yarısı bizim topraklarımızda bulunuyordu. M.Ö. 600 yıllarından başlayarak günümüze kadar geçen zamana toplu olarak baktığımızda bu toprakları 900 yıl yöneten Bizans ile 623 yıl yöneten Osmanlı dönemleri en verimsiz iki dönemi oluşturmaktadır. Tarihimizde çok önemli etkileri olan Bizans’ı fazla dikkate almayız, ama Osmanlının devamı olduğumuz tartışma götürmez. Üzülerek belirtmek gerekir ki, birkaç önemli kişi hariç, koskoca Osmanlı bilimsel çalışmalarda son derece cılız kalmıştır. Bu cılızlık Türkiye Cumhuriyetinin kurulması ile artık geride kalmış, Batı ile olan bilimsel fark kapatılmaya başlanmıştır. Bu konuyu daha yakından inceleyeceğiz. 

Çalışma Kaynakları


Bu çalışmada kullanılan kaynakların bazıları aşağıda sıralanmıştır: 

1.       A Brief History of Mathematics, Karl Fink, Kegan Paul, Trench, Trubner & Co., Ltd. 1900

2.       A Guide to the History of Science, George Sarton, Chronica Botanica Company, 1952

3.       A History of Astronomy, Walter W. Bryant, Methuen & Co. London, 1907

4.       A History of Greek Mathematics, V-I,II, Sir Thomas Heath, Oxford, 1921

5.       A History of Mathematics, Carl B. Boyer, Wiley International Edition, 1968

6.       A History of Mathematics, Florian Cajori, The Macmillan Company, 1900

7.       A Short History of Physics, H. Buckley, Methuen & Go. Ltd, London, 1929

8.       A Short History of Science, W.T.Sedgwick and H.W.Tyler, The Macmillan Company, 1917

9.       Ancient Science and Modern Civilization, George Sarton, Harper & Brothers, Publishers, New York, 1954

10.   AnaBritannica Genel Kültür Ansiklopedisi, Ana Yayıncılık A.Ş., 1986

11.   Bilim ve Teknik Dergisi

12.   Doğa Bilimin Öncüleri, Mayıs 2004

13.   Düşünce Tarihi, Orhan Hançerlioğlu, Eriş Yayınları, www.kurtuluscephesi.com, Ekim 2007

14.   History of Modern Mathematics, David Eugene Smith, Columbia University, 1906

15.   Introduction to Philosophy of Science, Copyright 2011 by Thomas J. Hickey

16.   Lives of the Eminent Philosophers (1925), by Diogenes Laërtius, translated by Robert Drew Hicks (http://en.wikisource.org/wiki/Lives_of_the_Eminent_Philosophers)

17.   Müslüman İlim Öncüleri, Editör: Kalender YILDIZ, Işık Yayınları, 2005

18.   Ortaçağ Bilim Dünyasında Bir Portre: Sabii Bilgin Sabit B. Kurra, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt: 18, Sayı: 1 Sayfa: 279-289, ELAZIG-2008

19.   The Greek Thinkers, Volume-I, II, III, IV, Theodor Gomperz, Magdalen Collegk Ox Kobe, London, Seventh impression 1964

20.   The History of Extinct Civilizations of the East, Robert E. Anderson, George Newnes Ltd, London, 1901

21.   The Mesopotamian Soul of Western Culture, Lecture By Dr. Simo Parpola on November 1, 2000 at Harvard University

22.   The Theft of History, Jack Goody, Cambridge University Press, 2006

23.   Türk Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi, Anadolu yayıncılık, 1983

24.   Wikipedia Özgür Ansiklopedisi (Türkçe ve İngilizce)







[1] Endüstri Y. Mühendisi Osman Karadağ (okaradag52@gmail.cm), 30 yılı aşkın süreyle Kamu ve Özel sektörde yöneticilik görevlerinde bulunduktan sonra birikimlerini eğitici ve danışman olarak toplumumuzla paylaşmaktadır. Stratejik planlama, yapılabilirlik çalışması ve proje yönetimi alanlarında çalışan Karadağ, Türkiye’nin ilk profesyonel proje yöneticilerinden biridir.
[2] Yaklaşık sekiz aydır bir konu üzerinde çalışıyorum: İlk çağdan günümüze Felsefe ve bilimde (Antropoloji, Arkeoloji, Astrofizik, Astronomi, Biyokimya, Biyoloji, Botanik, Coğrafya, Dilbilimi, Doğabilimi, Etnoloji, Fizik, Kimya, Fizyoloji, Genetik, İktisat, Jeoloji, Matematik, Sosyoloji, Tarih, Tıp, Zooloji, vb.) uygarlığa kimler ne katkıda bulunmuş?
[3] Despite Burkhardt's view of the spiritual marriage between Greece and Germany, for well over one thousand years Antiquity, at least its art forms, were virtually dismissed as achievements of the European tradition (The Theft of History, Jack Goody, Cambridge University Press, 2006, s. 35)
[4] Burada şu örneği verebilirim: benim 1980 yılında ABD’de Kaliforniya Eyaletinde bulunan Naval Postgraduate School’da Yüksek Lisans tezim için İngilizce dili ile hazırladığım “An Algorithm for Scheduling A Ship’s Force During A Shipyard Overhaul” Virginia Eyaleti, Alexandria’da yer alan “Defense Technical Information Center” da iki adet dağıtımı yapıldı. Bahse konu bu merkez, nükleer silahlara karşı korumalı bir yerdir. Şimdi gelecek yüzyıllarda biri es kaza benim tezimi bulup okursa, beni bir Amerikalı olarak düşünmesi işten bile değil.
[5] Üçüncü Sanayi Devrimi, Osman KARADAĞ, 28 Nisan 2012, okaradag.blogspot.com
[6] Sohbet: Bizden Haberler 23, Şubat 2012. Bir akademisyen, düşünce adamı, yazar ve aynızamanda diplomat olan Prof. Kishore Mahbubani, National University od Singapore’da bulunan Lee Kuan Yew Scholl of Puclic Policy’de dekan olarak görev yapıyor. Mahbubani 2008 yılında “The New Asian Hemisphere: The Irresistable Shift of Global Power to teh East”yazılan kitabın yazarıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder