13 Kasım 2012 Salı


Stratejinin Yazılı Kaynakları- Öncüler Dönemi: Sun Tzu, Tukidides ve Diğerleri


13 Kasım 2012, Bodrum

Osman KARADAĞ[1]
 
Strateji Üzerine Erken Metinler

Sümer Öncüler

Strateji üzerine yazılmış herhangi bir çalışmayı okursanız, genelde bilinen ilk yazılı yapıtın Çinli yazar Sun Tzu tarafından M.Ö. 5.yy’da yazılmış olan Savaş sanatı olduğunu görürsünüz. Oysa yazı M.Ö. 3000 yıllarında Sümerler tarafından bulunmuştur. Strateji üzerine, adı böyle olmasa da, yazılmış ilk metinleri Sümerlerin yaşadığı bölgelerde aramak daha doğru bir yaklaşım olacaktır.

Avcı toplumdan, yerleşik düzene ilk geçişler, sulama imkânları nedeniyle, Anadolu’da, Mezopotamya’da, Mısır’da, Hindistan’da İndus nehri kıyısında ve Çin’de gerçekleşmiştir. M.Ö. 3100 tarihine kadar kurulmuş olan tek devlet Sümer devletler topluluğuydu[2]. Bereketli Hilal[3] tarihteki ilk kentlerin, yazının, devletlerin, uygarlık dediğimiz çok uzun zincirin başlangıç noktasıdır. Sümerlerde ilk yazı denemeleri M.Ö. 8000’li yıllarda başlamıştı.

M.Ö. 4500 yılına ait bir yerleşim Mersin’de bulunmuştur. Bir höyüğün tepesinde, askeri bir kale vardır. Kalın çevre duvarları, kuleleri, mazgal gibi düşünülmüş dar pencereleri, askerlerin yaşayacağı birimler, genel bir oturma alanı, küçük bir avlu, avluda cephane niyetine sapan taşları, komutan için daha geniş oturma alanı, boyalı kaplar vardır. Höyüğün derinliklerine gidildikçe daha eski tarihli yerleşimlerin kalıntıları eskiye doğru uzanmaktadır… Artık şefler, krallar ve onların orduları vardı. Toplum en azından, krallar ve dolayısı ile asil kral soyu, rahipler, askerler, köylüler ve tüccarlar olarak sınıflara bölünmüştü. Askeri kalenin varlığı, askeri örgütlenme ve silahlar, krallıklar arasında hâkimiyet savaşlarının başladığını ve hatta toplum yaşamının en önemli derdi haline geldiğini göstermektedir[4].

Daha önce stratejiyi genel olarak politik, askeri ve iş stratejisi olarak sınıflandırmıştık. O zaman ilk yazılı metinleri de bu alanlarda aramalıyız. Göze çarpan ilk yazılı metinlerden biri[5] M.Ö. 1930 yıllarında Sümer şehir devleti olan Eşnunna[6] yasasıdır. Toplumsal düzenin sağlanması açısından ve Hammurabi yasalarına öncülük etmesi açısından önemlidir. Bir diğer önemli metin ise M.Ö. 1870 – 1860 yılları arasında bir Sümer kenti olan Isin[7]’ı yönetmiş olan Lipit-İştar tarafından Sümer dilinde yazılmış olan dokümandır. Bu doküman ünlü Hammurabi yasalarından 200 yıl önce yazılmıştır ve ölümünden sonra yüzlerce yıl okullarda ders kitabı olarak kullanılmıştır.

Hammurabi yasası M.Ö. 1772 yıllarında Babil’in altıncı kralı Hammurabi tarafından oluşturulmuştur. Bu yasanın önemi, diğer düzenlemeler yanında “ticaret”, “sözleşme”, “alım-satım”, “bina yapımcılarının sorumlulukları” gibi ekonomik hususlarda bilinen ilk düzenlemeleri de kapsamış olmasından kaynaklanmaktadır.

Anadolu’da M.Ö. 1650 – 1100 yılları arasında hüküm sürmüş olan Hititler tarafından hazırlanmış olan ve sekiz grupta toplanan yasalar külliyesinin üç grubunu “Sorumluluklar ve hizmet”, “Sözleşmeler ve fiyatlar”, “Sözleşmeler ve gümrük vergileri” oluşturmaktadır. Ekonomik konuların kapsamlı bir düzenlemesini oluşturan bu yasaları da listeye eklemek gerekir.

Kadeş Anlaşması

Kadeş Antlaşması MÖ 1285 (bazı kaynaklara göre ise MÖ 1296) yılında yapılan Kadeş Savaşından 16 yıl sonra Mısır Firavunu II. Ramses ile Hitit Kralı III. Hattuşili arasında imzalanmış barış antlaşmasıdır. Suriye topraklarının paylaşılması ile neticelenmiştir. Şu güne kadar kaydedilmiş-bulunmuş en eski uluslararası antlaşmadır. Orjinal olarak Akad dilinde yazılmış Mısır ve Hititçe'ye de kopyalanmış eşit koşullar altında imzalanmış olan antlaşmanın kil tabletten kopyası Hitit İmparatorluğu'nun başkenti olan Hattuşa (Boğazköy) antik kentinde yapılan kazılar sonucu 1906 yılında bulunmuştur. Bu nüsha İstanbul Arkeoloji Müzesinde sergilenmektedir. Kadeş antlaşmasının Hattuşa’da bulunan çivi yazılı tabletinin büyütülmüş kopyası New York’ta Birleşmiş Milletler Binasında asılıdır[8].

Doğu Akdeniz ülkelerinin egemenliği konusunda rakip durumda bulunan Mısır ve Hitit imparatorlukları M.Ö.1285[9] yılında, Hitit ve Mısır ordusu Asi nehrinin (Orontes) kıyısında, Kadeş’te karşı karşıya geldi. Kadeş savaşı tüm ayrıntı ve taktikleri ile yazılı olarak elimize geçen en eski savaştır. II. Ramses, Teb tapınağının duvarlarında da yazılı ve resimli olarak bu savaşın tüm ayrıntısını vermiştir.

Savaş öncesinde Hitit kralı Muvatalli savaşa hazırlanmıştı. Yeni başkenti Luvi bölgesindeydi. Böylece Luvilerle ilişkileri daha da yakınlaşmıştı. Kardeşi Hattuşili, Kaşka savaşçıları ve arabaları ile ona katılmıştı. Vilusa kuvvetleri, yapılan anlaşma gereği ordaydılar. Mısır kayıtları, Hitit ordusunu şöyle sıralamaktadırlar: Hattiler, Nahrinalılar[10], Arzavalılar, Pidasalılar[11], Dardanoiler[12], Masalar[13], Karkisalılar[14], Likyalılar, Vilusalılar, Aravannalılar[15], Kaşkalar, Kizzuvatnalılar[16], Kadılılar[17], Kargamışlılar, Halpalılar[18], Nuhaşşalılar, Kadeşliler, Ugaritler, Musanatalılar, Kabsulular ve İnisalılar. Mısırlar tarafından verilen bu liste eksiktir. Hitit Büyük Krallığı o dönemde 21 büyük ülkeyi kapsıyordu. Sonuç olarak, Hitit ordusu Muvattali’nin siyasi başarısı ile çeşitli ülkelerin bir araya gelmesinden oluşmuş bir müttefikler ordusuydu.

Kadeş Barış Antlaşması sırasında orduda çıkan bir isyanda, Muvattalli öldürülmüştür. Antlaşma, onun yerine geçen III. Hattuşili tarafından imzalanmıştır. (M.Ö.1269) Bu antlaşma dünya tarihinde eşitlik ilkesine dayanan en eski antlaşmadır. Antlaşma çivi yazısıyla gümüş plakalar üzerine Akadca olarak yazılmıştır. Ayrıca Kralın mührünün yanında Kraliçenin mührü de vardır[19].

Anlaşmanın metni “Mısır Memleketi Kralı, Büyük Kral, Kahraman Ra-maşe-şa mai Amana’nın Hatti memleketlerinin büyük Kralı Hattuşili ile iyi dostluklarının, kardeşliklerinin ve büyük krallıklarının devamı için yaptıkları antlaşmadır. Bunlar, Mısır memleketi Büyük Kralı, bütün memleketlerin kahramanı, Mısır memleketi Kralı, Büyük Kral, kahraman Minmua-rea’nın oğlu, Mısır memleketi Kralı, Büyük Kral, kahraman Min-pahirita’rea’nın torunu, Rea-Maşeşta-Mai Amana’nın, Hatti memleketi Kralı, Büyük Kral, Murşili’nin oğlu, Büyük Kral, Hatti memleketi Kralı, kahraman Şuppiluliuma’nın torunu, Büyük Kral, Hatti memleketi Kralı, kahraman Hattuşili’ye söylediği sözlerdir.” sözleriyle başlar. Antlaşmanın içeriği iki önemli kararı barındırmaktadır. (1) İki ülkeden birine iç veya dış yapılacak her türlü saldırıda ülkeler birbirlerine yardım göndereceklerdir. (2) Mısır’dan Hatti ülkesine veya Hatti ülkesinden Mısır’a kaçan-sığınan kişiler kendi ülkelerine iade edilecek ancak bu kişiler şiddetle cezalandırılmayacaktır.

İnsanlık tarihinde ilk defa Sümerlerde ortaya çıkıp, yazıya dökülerek dokümante olan birçok konu arasında; (1) Olumsuz fikir taşıyan şahısların, fikirlerini değiştirebilmek için yapılan ustaca yaklaşımlar; (2) Babaların oğullarına verdikleri öğütler ve (3) Psikolojik savaş[20] konuları da yer almaktadır. Bu gelenek ileriki yıllarda bölgemizde hükümdarlara ve devlet adamlarına nasihatler, siyasetnameler, vb. şekillerde devam edecektir.

Erken dönemi bitirmeden önce biri Asur diğeri de Tevrat’tan iki örnek verelim. (1) M.Ö. 18. yy’da Asur Kralı Şamşi-Adad oğlu Yasmak-Adad'ı şöyle uyarır: "Düşmanı yenmek ve ona karşı manevra yapmak üzere hileler düşün. Fakat düşmanın da hileler düşündüğünü ve sana karşı manevra yaptığını unutma. Tıpkı güreşçilerin birbirlerini yenmek için hilelere başvurdukları gibi." Eski Ahit'te (Tevrat), Vecizeler Kitabı'nda, "Savaş hilesi yoluyla savaşı yönetmelisin; zafer ancak birçok plan yapılarak elde edilir," türünden cümleler bulunur[21].



[1] Endüstri Y. Mühendisi Osman Karadağ (okaradag52@gmail.cm), 30 yılı aşkın süreyle Kamu ve Özel sektörde yöneticilik görevlerinde bulunduktan sonra birikimlerini eğitici ve danışman olarak toplumumuzla paylaşmaktadır. Stratejik planlama, yapılabilirlik çalışması ve proje yönetimi alanlarında çalışan Karadağ, Türkiye’nin ilk profesyonel proje yöneticilerinden biridir. O. Karadağ’ın Stratejik Düşünme üzerine çalışmaları okaradag.blogspot.com adlı adreste ilgi duyanların yararına sunulmaktadır.
[2] BİZİMKİLER, Anadolu Merkezli Dünya Tarihi, 2. KİTAP, M.Ö. 1800 – M.Ö. 560, s.102-104
[3] Bereketli Hilal, şimdiki Irak'a, güneydoğu Anadolu’ya, Toros dağlarına, kuzey ve batı Suriye’ye, Lübnan, Ürdün ve İsrail’in bulunduğu topraklara bizim verdiğimiz bir addır. Bölgeyi sınırlayan dağlar hilal biçiminde olduğundan yöreye bu ad verilmiştir. Yukarıda verilen bu tanıma, bizce İç Anadolu Bölgemiz de sokulmalıdır. Yani Anadolu’nun Toros dağları, güneydoğu bölgesi ve doğu Anadolu’nun bir kısmı, zaten Bereketli Hilal içinde yer alırken, buna iç Anadolu da katılmalıdır. Çatalhöyük kazıları bu kabulü zorunlu hale getirmiştir. Kaynak: BİZİMKİLER, Anadolu Merkezli Dünya Tarihi, 2. KİTAP, M.Ö. 1800 – M.Ö. 560, s.55
[4] BİZİMKİLER, Anadolu Merkezli Dünya Tarihi, 2. KİTAP, M.Ö. 1800 – M.Ö. 560, s.98
[5] Tarihin ilk yazılı kanunu (şimdilik) M.Ö. 2375 yıllarında hüküm süren Sümerli Lagaş kralı Urukagina’ya aittir. Urukagina’nın yasalarına ait yazılı bir metin henüz tespit edilememiş olsa da zamanın tarihçisinin ve bazı kayıtlardan bu yasaların varlığı bilinmektedir. İster yasa ve kimi tarihçilere göre kanun niteliğindeki bir buyruğa dayanarak yapılmış olan Urukagina reformları bir gerçektir. M.Ö. 3000’lerde yapılmış özgürlükçü, güçsüzü koruyan niteliktedir. Kaynak: BİZİMKİLER, Anadolu Merkezli Dünya Tarihi, 2. KİTAP, M.Ö. 1800 – M.Ö. 560, s.170
[6] Irak’ın Diyala ilinde bulunan Tell Asmar
[7] Irak’ın bugünkü Ishan al-Bahriyat mevkii
[8] BİZİMKİLER, Anadolu Merkezli Dünya Tarihi, 2. KİTAP, M.Ö. 1800 – M.Ö. 560, s.81-82
[9] Bazı kaynaklara göre 1296
[10] Hurri bölgesinden
[11] Orta Anadolu’da Hattuşa’nın güneybatısı
[12] Batı Anadolu
[13] Lidya bölgesinden
[14] Batı Anadolu
[15] Sakarya nehrinin doğu
[16] Adana bölgesi
[17] Adana bölgesi
[18] Halep çıvarı
[20] BİZİMKİLER, Anadolu Merkezli Dünya Tarihi, 2. KİTAP, M.Ö. 1800 – M.Ö. 560, s.195
[21] Yüksek Stratejiden Etki Odaklı Harekâta GELECEĞİ YÖNETMEK, Erol Mütercimler, Alfa Yayınları, 2006 İstanbul. S.194

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder