29 Eylül 2019 Pazar

Kutadgu Bilig Üzerine Kısa Bir Değerlendirme


Kutadgu Bilig Üzerine Kısa Bir Değerlendirme

Türk düşünce tarihinin önemli yapıtlarından biri Karahanlı Türkçesiyle Yusuf Has Hacib’in 1069 yılında yazdığı Kutadgu Bilig idi. 6645 beyitlik bir manzume olan yapıt üslup açısından Firdevsi’nin Şehname’sinden etkilenmiş, onun Farsçada yaptığını Türkçede yapmıştır. Firdevsi’nin Fars-İslam biçimine dönüştürdüğü İran destanını Yusuf, Türk destan geleneğini bir yana bırakıp Fars-İslam hükümdarlık ideallerini alarak yapmaya çalışmıştır. Devleti yönetenler, yönetim biçimleriyle ilgili sözleri, deyişleri Türk hükümdar ve devlet büyüklerinden seçmiştir. Çoğunlukla İran edebiyatından kaynaklanan geleneksel hükümdarlara ayna temalarını ele alır.
Yusuf, Türk devlet yönetiminin temalarını İslam değerleriyle, başta Fars, Yunan olmak üzere İslamiyet öncesi kaynaklardan derlediği felsefi ilkelerle özdeşleştirir. Onun İslamiyet’e bağnazca yaklaşımı, gazi düşüncesini Orta Asya bakış açısından dile getirişiyle anlaşılabilir[1]:
“Kafir düşmanı erlerinle yen, arkanda tanrının gücü ve desteği var.
Kafirle savaşırken düşüp ölsen bile ölmezsin, bu yüzden silahlarını erlerini kafire yönelt.
Kafirin evini harkını yak, putunu kır, yerlerine mescid ile cemaat koy.
Oğlunu kızını, kullarını köle al. Ne hazine bulursan sen kendine al.
Müslümanlığın önünü aç, şeriatını yad ellerde yay.
Böylece iyi bir adın olur, bir de ödülün.
Başka Müslümanlara elini değdirme, ey hükümdar, onun hasını yalnızca tanrıdır.
Müslüman, Müslüman ile kardeştir; kardeşinle kavga etme.”
Burada acınası olan durum, karşısında henüz Müslümanlığı kabul etmemiş Türk kardeşlerinin olmasıydı. Kutadgu Bilig'in amacı Fars-İslam politik düşüncesindeki önemli bir temayı, din ile devletin ikiz sayılışını sağlamaktı. Bu düşünce Osmanlı dönemi boyunca din ü devlet biçiminde yansıyacaktı[2].
Türklerin İslamiyet’e geçişi sırasında egemen tabaka işlerine öyle geldiği için İslam’ın Sünni yorumunu benimsemişlerdi. Daha sonra Kutadgu Bilig’de hükümdara seslenen şu öğüt, bu benimsemenin perde arkasındaki gerçek nedeni ortaya koyar[3]: “Hazinenin ağzını aç, zenginliğini halka dağıt. Halkını memnun et ve doyur. Seni destekleyenler çoğalınca kutsal savaşlar aç, hazineni yine doldur. Çünkü halk midesine düşkündür. Onların yemesine içmesine engel olma.”
Bir başka yazarın değerlendirmesine göre[4]; “… Kutadgu Bilig, toplumu için değil dini için savaşı kutsamasıyla, kadını bütün kötülüklerin nedeni göstermesiyle, tek şefliliği ve yayılmacılığı kutsamasıyla göçebeliğin değer taşıyan yanlarına saldıran bir örnektir. ...”
Halil İnalcık’ın bir makalesinde aktardığına göre[5], V. V. Barthold, Kutadgu Bilig içinhükümdarlara, memurlara ve diğer halka ahlak öğretmek için yazılan, Doğu’da çok yaygın yapıtlar kümesi arasına sokulabilen baştan sona kadar İslam ruhiyle yazılmış olup Uygurlardan geçmiş olması olasılığı azdır” diyor. Öte yandan Sardri Maksudi Arsal’a göre amacı, onbirinci yüzyıl aydın Türklerinin ahlak ve devlet yönetimi üzerindeki düşüncelerini gelecek kuşaklara ulaştırmak, hükümdarlara, devlet adamlarına bu gelenekleri aşılamaktır. Yapıtta toplumsal yaşam, ahlak, devlet yönetimi üzerindeki düşünceleri bütünüyle İslam’dan önceki Türklerin anlayışlarıdır. Edebi düşünsel malzemenin hemen hepsi Türk yaşamından alınır. Daha çok Farabi ile Konfüçyüs’ün etkileri görülür.
Binlerce mısralık bu manzum eserde, yabancı sözcük oranı, % 10'u geçmez. A. İnan'ın bu tahminine[6] karşı, Şükrü Kurgan[7] bu oranı % 4 olarak hesaplamıştır. Görülüyor ki bu eserde Türkçe henüz saflığını koruyordu.
Turgut Akpınar’ın değerlendirmesi[8] özetle şöyledir;
“Bu eser bir nevi Siyasetnâme olup, ideal bir hayat düzeninin ve Devlet adamının nasıl olması gerektiği hususunda fikir ve tavsiyelerle doludur. Bazılarının ileri sürdüğü gibi, o devrin Türk toplumunun gerçek durumunu aksettiren, bu nedenle de tarihî değeri yüksek olan bir kitap değildir. Söylenenler ‘olan’ değil, ‘olması istenen’ler üzerinedir. Tarihî gerçekleri aydınlatma bakımından yararı fazla olmayan eserin, Türk fikir âleminde ve edebiyatında çok seçkin bir yeri olduğu da şüphesizdir. Bu kitapta Islâmî etki artık başlamış durumdadır. … Sadri Maksudi Arsal'ın, bu eserin tamamen ‘Millî’, ‘Türk’ olduğu şeklindeki kanaatine hemen hiçbir bilgin katılmamaktadır. Brockelmann, Bazin, İnalcık, Köprülü gibi önemli araştırıcılar, İslâmî etkinin varlığını açıkça belirtmektedirler. Esasen eserin metni de bu görüşü haklı kılmaktadır.” 


[1] Yusuf Has Hacib, Kutadgu Bilig, satır 5484-5490
[2] Yusuf Khass Hajib, Book of Royal Glory, s. 32. (Aktaran C. V. Findley, Dünya Tarihinde Türkler, s.97)
[3] Aydın, Erdoğan, Nasıl Müslüman Olduk, s.233
[4] E. Aydın, Nasıl Müslüman Olduk, s. 297 vd
[5] İnalcık, Halil, Kutadgu Bilig’de Türk ve İran Siyaset Nazariye ve Gelenekleri, August 10, 2007, s.259- 271
[6] Abdülkadir İnan, Yusuf Has Hacib ve Eseri Kutadgu Bilig Üzerine Notlar, Türk Kültürü Dergisi, sa. 98, s. 44 vd.
[7] Şükrü Kurgan, Divan-ı Lugat-it-Türk Üze., Türk Dili Derg. sa. 253, 1972, s. 145
[8] Akpınar, Turgut, Türk Tarihinde İslamiyet, 2. Baskı, İletişim Yayıncılık A. Ş. Temmuz 1994, s. 144 vd

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder