Sosyal Medya’da Turgut Özal’ın yazdığı ileri sürülen ve Türkçeye "Tarih ve Miras" olarak çevrilen Fransızca bir kitapta Türklere hakaret edildiği belirtiliyor. Söz konusu kitap 1988 yılında orijinal olarak Fransızca yazılmış, 1991 yılında Nicosia, Northern Cyprus: K. Rustem & Brother tarafından "Turkey in Europe and Europe in Turkey" olarak İngilizce basılmıştır. Bu basım Türk Dışişleri Bakanlığı’nın web sayfasında yer alıyor. Ancak, burada Kaynaklar bulunmuyor.
Bu metnin tümünü okumadım, genel olarak
incelediğimde Anadolu’nun tarihöncesinden başlayıp, Hattiler, Hititler ve diğer
Anadolu kavimleri, sonra İyonya, Helenistik dönem, Roma, Doğu Roma, Osmanlı
İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti ile devam ediyor. Temel olarak Anadolu’da
Türklerin önceki uygarlıkların bir sentezini oluşturduğu ileri sürülüyor. Buna
ilişkin web sitesindeki ilgili metnin İngilizce ve benim çevirimle Türkçesini
aşağıda veriyorum. Özellikle bu sonuç İslamcı bir Politikacı olan Turgut
Özal’ın düşünceleri ile ters düştüğünü değerlendiriyorum. Çünkü İslamcı
düşüncede olanlar için Anadolu’daki Türk Tarihi, Malazgirt ile başlar. Hele
Osmanlının Doğu Roma (Bizans) mirasını sürdüğü asla kabul edilmez. Zaten kitabı
Turgut Özal değil, o zamanın Paris Büyükelçisi Gündüz Aktan yazmıştır. Turgut
Özal’ın böyle bir Türk tarihi yazabilecek birikiminin olması olası değil.
Metinde geçen İlkçağ ve sonraki filozof ve bilginlere ilişkin alıntılar üzerine
temel bir bilgisinin olduğunu sanmıyorum.
The Turks, living in this territory for a thousand years, have inherited
some part of the culture of every civilization which flourished here since
prehistory. They have evolved a synthesis derived from the cultural legacy of
Anatolia, from the culture they brought with them from Central Asia, and from
the Muslim religion. Their talent for synthesis and their ecumenical character
have enabled them to blend these three strands together. The imprint of these
heritage's is readily visible in the cultural fabric of Turkey today. You
yourselves accept that your own civilization originated in Mesopotamia (where
civilization flowered for the first time), then Anatolia, the Aegean basin, and
Rome. We have at least as much right as you to adopt these ancient civilizations
as our own, since they are those of our own land. In looking at our history as
an insider of Anatolia, we can claim to have lived on this land since the
beginning of the Anatolian civilizations, for both culturally and
demographically the preceding civilization has each time been carried over, at
least to a certain extent, into the succeeding one.
Bin yıldır bu topraklarda yaşayan
Türkler, tarih öncesinden beri burada gelişen her uygarlığın kültürünün bir
kısmını miras almışlardır. Anadolu'nun kültürel mirasından, beraberlerinde Orta
Asya'dan getirdikleri kültürden ve Müslüman dininden türeyen bir sentez
geliştirdiler. Sentez yetenekleri ve ekümenik karakterleri, bu üç ipi bir araya
getirmelerini sağladı. Bu mirasın izleri, bugün Türkiye'nin kültürel dokusunda
kolayca görülebilir. Kendi uygarlığınızın Mezopotamya'da (uygarlığın ilk çiçek
açtığı yer), sonra Anadolu'da, Ege havzasında ve Roma'da ortaya çıktığını
kendiniz kabul ediyorsunuz. Bu kadim uygarlıkları kendi topraklarımız olduğu
için benimsemeye en az sizin kadar hakkımız var. Tarihimize Anadolu uygarlıklarının
başlangıcından beri bu topraklarda yaşadığımızı iddia edebiliriz, çünkü hem
kültürel hem de demografik olarak önceki uygarlık her seferinde en azından
belli bir dereceye kadar sonraki olana taşındı.
It was we, therefore, who brought about the Neolithic revolution. The
Sumerians were also a people whose language was agglutinative like ours and had
the most important word, namely God, in common with us. The Anatolian
civilizations were created by indigenous peoples, Hattis, Hurrians, Lydians,
Lycians, Sea Peoples, and Minoan Cretans. Indo-European peoples such as the
Hittites, the Luvians, and later the Ionians and the Phrygians, were
assimilated by the indigenous peoples, who had been already civilized.
Bu nedenle Neolitik devrimi biz
gerçekleştirdik. Sümerler de bizimki gibi sondan eklemeli ve en önemli sözcüğe,
yani Tanrı'ya, bizimle ortak olan bir halktı. Anadolu uygarlıkları yerli
halklar, Hattiler, Hurriyalılar, Lidyalılar, Likyalılar, Deniz Kavimleri ve
Minos Giritleri tarafından yaratılmıştır. Hititler, Luviler ve daha sonra
İyonyalılar ve Frigler gibi Hint-Avrupa halkları, zaten uygarlaşmış yerli
halklar tarafından asimile edildi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder