18 Temmuz 2025 Cuma

Adaletsiz Vergilendirme ve Demokrasi: Çağ Dışı Bir Politik Pratik

 Adaletsiz Vergilendirme ve Demokrasi: Çağ Dışı Bir Politik Pratik

17 Ocak 2025 – okaradag.blogspot.com

Vergiyi bir kesimden alıp, oyları başka bir kesimden toplamak; ülke kaynaklarını ise iktidarı koruyan azınlığın lehine transfer etmek… Bu, yalnızca adil olmayan değil, aynı zamanda demokratik değerlere ve çağdaş politika anlayışına aykırı bir politik yöntemdir.

Tarihten Bir Bakış:

Eski uygarlıklarda bile vergi sistemleri, halkın devlete olan güvenini sağlamak ve kamu hizmetlerinin sürdürülebilirliğini temin etmek için tasarlanmıştır. Antik Roma’da vergi, vatandaşların hem devletin ihtiyaçlarını karşılaması hem de sosyal adaletin korunması için bir yükümlülüktü. Ancak, imparatorluk dönemlerinde vergi adaletsizliği, halkın tepkisini çekmiş ve sosyal huzursuzluklara yol açmıştır.

Benzer şekilde, 18. yüzyılın sonunda Fransa’da yaygın vergi adaletsizliği, yalnızca soyluların ve kilisenin ayrıcalıklı olduğu bir sistemi beslemiş; bu da Fransız Devrimi gibi büyük toplumsal kırılmalara neden olmuştur.

Günümüzde Neler Oluyor?

Bugün birçok ülkede, vergi yükü genellikle dar gelirli ve orta sınıf yurttaşların omuzlarındadır. Öte yandan, yüksek gelir grupları ve büyük şirketler, çeşitli vergi avantajları, muafiyetler ve yasal boşluklar sayesinde çok daha az oranda vergi ödeyebiliyor.

Bu durum, toplumsal adaletsizliği derinleştirirken, halkın devlete olan güvenini zedeler. Çünkü insanlar, yükü çekenlerin seslerinin duyulmadığını, kaynakların adil şekilde kullanılmadığını düşünür.

Türkiye’de ve dünyada sıkça gözlemlenen bu tablo, politik önderlerin iktidarlarını sürdürmek için oy desteğini farklı kesimlerden toplamasıyla birleştiğinde, “adeta çağ dışı bir sistem” ortaya çıkar. Kaynaklar, iktidara bağlı küçük bir grup tarafından kontrol edilir ve yönetilirken, vergi yükü geniş kitlelerin sırtına yüklenir.

Sonuçlar ve Tehlikeler:

Ekonomik Dengesizlik: Gelir ve servet uçurumu derinleşir, yoksulluk ve eşitsizlik artar.

Toplumsal Güvensizlik: Halk devlete ve politik sisteme olan inancını kaybeder, bu da sosyal kutuplaşmayı ve istikrarsızlığı tetikler.

Demokratik Meşruiyetin Aşınması: Halkın büyük çoğunluğu kendini temsil edilmiyor ve dışlanmış hisseder.

Kamu Hizmetlerinde Aksama: Kaynakların etkin kullanımı engellenir, eğitim, sağlık, altyapı gibi temel alanlarda gerilemeler yaşanır.

Çözüm Ne Olmalı?

Adalet ve demokrasi ancak:

  • Vergi sisteminin şeffaf, adil ve kapsayıcı olması,
  • Kaynakların toplumun tüm kesimlerine eşit ve verimli şekilde dağıtılması,
  • Politik katılımın artırılması ve herkesin sesinin duyulmasıyla mümkündür.

Sürdürülebilir bir toplum ve güçlü bir demokrasi için, “vergiyi birinden al, oyları başka birinden topla” politikalarından vazgeçilmeli, halkın ortak menfaatleri önceleyen yeni bir sosyal sözleşme kurulmalıdır.

Son Söz:

“Adalet olmadan demokrasi bir hayaldir; adil vergilendirme olmadan da adalet mümkün değildir.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder