Politika mı, Siyaset mi?
İtaat ile Mesafe Arasında Bir Dil Meselesi
Günlük dilde neredeyse eş anlamlı gibi kullanılan bazı sözcükler
vardır; oysa dikkatle bakıldığında, aynı dünyayı anlatmazlar. “Politika” ve “siyaset”
de bu sözcüklerdendir. İkisi de iktidarla, yönetmeyle, toplumla ilgilidir; fakat
insana yükledikleri anlam bütünüyle farklıdır.
Ben politika ile siyaset arasında bilinçli bir ayrım yapıyorum.
Çünkü bu iki sözcük, yalnızca iki farklı yönetim tarzını değil, iki farklı insan
ve toplum tasavvurunu ima eder.
Politika: Mesafeyi Korumak
Politika sözcüğü, kökenini polisten alır. Polis, tek
sesli bir birlik değil; farklı insanların, farklı çıkarların ve farklı düşüncelerin
karşılaşma alanıdır. Bu nedenle politika, insanları aynılaştırma çabası değildir.
Aksine, farklılıklar arasındaki mesafeyi tanıma ve koruma pratiğidir.
Hannah Arendt’in politikayı ısrarla “çoğulluk” kavramı üzerinden
düşünmesi bu noktada anlam kazanır. Arendt’e göre politika, insanların aynı olmadıkları
halde birlikte eyleyebilmelerinin alanıdır. Eğer herkes aynıysa, politika gereksizdir;
eğer biri diğerini susturuyorsa, politika zaten ortadan kalkmıştır.
Bu anlamda politika:
- Uzaklaştırır ama dışlamaz,
- Ayrıştırır ama düşmanlaştırmaz,
- Farklılığı bastırmaz, görünür kılar.
Politika, insanların birbirine fazla yaklaşmasından değil,
fazla benzemesinden korkar.
Siyaset: Terbiye Etmek ve Yönetmek
“Siyaset” sözcüğünün çağrışımı ise bambaşkadır. Kökeninde
terbiye etmek, hizaya sokmak, yönlendirmek vardır. Seyislik mecazı burada yerini
bulur: Seyis, atla müzakere etmez; onu eğitir, denetler, kontrol altında tutar.
Michel Foucault’nun iktidarı bir “yönetimsellik” biçimi olarak
tanımlaması, siyasetin bu yönünü açık eder. İktidar yalnızca yasaklayan ya da buyuran
bir mekanizma değildir; davranışları düzenler, normlar üretir, itaatkar özneler
inşa eder. Siyaset, bu anlamda, bireyleri özgür yurttaşlar olarak değil, yönetilecek
bedenler olarak ele alma eğilimindedir.
Burada amaç çoğulluk değil, düzendir. Farklılık, konuşulacak
bir zenginlik değil; kontrol edilecek bir sorun olarak görülür.
Görünürlük, Sessizlik ve Düzen
Jacques Rancière’in politika–polis ayrımı, bu farkı daha da
keskinleştirir. Rancière’e göre gerçek politika, “payı olmayanların pay talep etmesiyle”
başlar. Yani konuşması beklenmeyenlerin konuşmaya başlamasıyla, görünmez sayılanların
görünür hale gelmesiyle.
Siyaset ise Rancière’in “polis düzeni” dediği şeye yakındır:
Kimin konuşacağı, kimin susacağı, neyin makul sayılacağı önceden belirlenmiştir.
Herkesin bir yeri vardır ve o yerin dışına çıkması düzeni bozan bir tehdit olarak
algılanır.
Bu yüzden siyaset sessizliği sever; politika ise itirazı,
gürültüyü ve rahatsız edici soruları.
Türkiye’de Sözcüklerin Tercihi
Türkiye’de kamusal dilin büyük ölçüde “siyaset” sözcüğü etrafında
kurulması rastlantı değildir. Bu dil:
- İtaati meşrulaştırır,
- Hiyerarşiyi doğal gösterir,
- Eleştiriyi huzursuzluk olarak damgalar.
Politika ise çoğu zaman “kavga”, “istikrarsızlık” ya da “bölünme”
ile özdeşleştirilir. Oysa sorun çok seslilikte değil, tek seslilikte ısrardadır.
Politikanın zayıfladığı yerde, düzen güçlenir ama özgürlük
daralır.
Sonuç: Hangisini İstiyoruz?
Politika ile siyaset arasındaki fark, sözcükler arasında değil;
nasıl bir toplumda yaşamak istediğimiz sorusunda yatar.
Politika, belirsizliği kabul eder,
çatışmadan korkmaz, özgür akla alan açar. Siyaset ise kesinlik ister, itaati yüceltir,
farklılığı disipline eder. Bu yüzden asıl soru şudur: Düzenli bir sessizlik mi istiyoruz,
yoksa rahatsız edici bir özgürlük mü?
Politika, tam da bu rahatsızlığa tahammül edebilenlerin alanıdır.
Esenlikle diliyorum
27 Aralık 2025
Kaynakça (APA 6)
Arendt, H. (1998). The human condition (2nd ed.). Chicago,
IL: University of Chicago Press.
(Orijinal eser 1958’de yayımlanmıştır.)
Foucault, M. (1991). Governmentality. In G. Burchell,
C. Gordon, & P. Miller (Eds.), The Foucault effect: Studies in governmentality
(pp. 87–104). Chicago, IL: University of Chicago Press.
Foucault, M. (2007). Security, territory, population: Lectures
at the Collège de France 1977–1978 (G. Burchell, Trans.). New York, NY: Palgrave
Macmillan.
Rancière, J. (1999). Disagreement: Politics and philosophy
(J. Rose, Trans.). Minneapolis, MN: University of Minnesota Press.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder